Türk Sosyalist Hareketinin Serencamı Üzerine (1908-1971) I
Yeşilordu Cemiyeti: Kuruluş ve İlk İhtilaf II
Bir önceki yazımızda Yeşilordu Cemiyeti ile Mustafa Kemal Paşa’nın tanışmalarından, sonrasında ise ilk mücadelelerinden bahsetmiştik. Bu mücadelenin ilk perdesinde Yeşilordu Cemiyeti muzaffer ayrılırken ikinci perdede Mustafa Kemal Paşa’nın, rakibini tuş ettiğini görmüştük. Lakin iki taraf için de mücadele yeni başlıyordu ve bu mücadele oldukça çetin olacaktı.
Yeşilordu 6 Eylül 1920 tarihinde, ülkenin iç mekanizmasını kontrol edebilecek bir makamdan Mustafa Kemal Paşa’nın teşebbüsüyle el çekmek zorunda kalmıştı fakat Tokat Mebusu Nâzım ve beraberindeki sosyalist ekip pes etmek arzusunda değildi. Galip oldukları mücadeleden yenik ayrılan sosyalistler, meclis içerisinde kendilerine nüfuz alanı oluşturma yoluna gittiler. Bu nüfuz alanı oluşturma konusunda kendilerine güvenmelerinin sebebi ise şüphesiz ki Dahiliye Vekaleti seçimlerinde aldıkları oy miktarıdır. Bu amaç doğrultusunda meclisteki tabanını bir arada tutmak isteyen Yeşilordu Cemiyeti, mecliste “Halk Zümresi” adıyla bir grup kurdu.[1] Mustafa Kemal Paşa ise rakiplerinin hamlesine karşılık olarak 13 Eylül 1920 tarihinde “Halkçılık Programı”nı meclise sundu. Paşa’nın bu hamlesi, sosyalistlere karşı adeta “Eğer mesele halkçılık ise bunu da biz getiririz” demektedir.
Vekâlet bünyesinde ve meclis içerisinde kontrolü ele alamayacağının farkına varan Yeşilordu Cemiyeti üyeleri, farklı bir yol denemiş ve topluma nüfuz etmek amacıyla konferanslar düzenlemişlerdir. Bu konferansları, Bolşevikler tarafından Anadolu’ya gönderilen Başkırd temsilcisi Şerif Manatov deruhte etmektedir. Ankara Millet Bahçesi’nde Manatov tarafından gerçekleştirilen konferansların odağında ise sosyalizmi halka tanıtmak vardır. Manatov’un konferanslarındaki en büyük yardımcısı ise “Das Kapital”i okuduğunu sıklıkla dile getiren ve bu kitap sayesinde gözlerinin açıldığını itiraf eden Yeşilordu Cemiyeti’nin üyesi Vakkas Ferit bulunmaktadır. Cemiyetin, halka nüfuz etmek için kullandığı bir diğer enstrumanı da “Yeni Dünya” gazetesidir. Fikir babasının Şerif Manatov, finansörünün ise Çerkes Ethem olduğu bu gazetenin üst kısmında “Dünyanın Fukara-yı Kasibesi Birleşiniz” yazmaktadır. Yeni Dünya gazetesi için Atatürk Nutuk’ta “Eskişehir’de çıkardıkları Yeni Dünya gazetesi ile de düşünce ve amaçlarını saldırgan bir şekilde yayınlatıyorlardı” demektedir.
Mustafa Kemal Paşa, bu süreçte de tıpkı 4-6 Eylül sürecinde olduğu gibi Yeşilordu Cemiyeti’nin büyümesinden ve kök salmasından rahatsızlık duymaktadır. Bu sebeple Anadolu’da etkin şekilde propaganda faaliyetlerine ağırlık veren sosyalistlerin kontrol altına alınması ve Yeşilordu Cemiyeti’nin tasfiye edilmesi gerekmektedir. Bu amaç doğrutusunda Mustafa Kemal Paşa ilk etapta cemiyetin önde gelenlerinden Hakkı Behiç ile görüşmüş ve ondan Yeşilordu Cemiyeti’nin feshedilmesini talep etmiştir. Hakkı Behiç ise cemiyetin oldukça büyüdüğünü ve onu kapatmanın artık mümkün olmadığını söyleyince Mustafa Kemal Paşa “Ben kapatırım” diyerek kesin tutumunu dile getirmiştir.
Yeşilordu Cemiyeti’nin kapatılması kararında Mustafa Kemal Paşa’nın ısrarcı olmasındaki bir diğer sebep de Çerkes Ethem’in giderek artan popülaritesidir. Ethem’in popülaritesinin artması onu oldukça cüretkâr kılmış ve kibrini giderek arttırmıştır. Öyle ki meclisin, kendisinden Yozgat İsyanı’nı bastırması için yardım talep etmesini acizlik olarak yorumlamış ve meclisteki vekilleri açıkça küçümsemiştir. Yozgat İsyanı’nı bastırdıktan sonra ise Mustafa Kemal Paşa ile bir anlaşmazlığa düşmüş ve paşa için “Ankara’ya gidince ilk işim o meclis reisini kapıya asmak olacaktır” demiştir. Dizginlerin elinden kaçmaya başladığını gören Mustafa Kemal Paşa tekrar harekete geçmiş ve 18 Ekim 1920 tarihinde TBMM tarihindeki ilk resmî siyasal parti olan Türkiye Komünist Fırkası’nı kurmuştur.
Mustafa Kemal Paşa’nın bu fırkayı kurmasındaki temel amaç Anadolu’daki sosyalistleri kontrol altına almaktır.[2] Bu sebeple partinin üst kademelerine silah arkadaşlarını, yakın dostlarını ve kendisine sadık bir sosyalist olan Hakkı Behiç’i getirmiştir. Fakat çok zaman geçmeden Yeşilordu Cemiyeti’nin üst yönetimi Mustafa Kemal Paşa’nın oyununu görmüş ve Türkiye Komünist Fırkası bünyesine katılmayı reddederek 7 Aralık 1920 tarihinde kendi siyasal partilerini kurmuştur: Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası.
Tokat Mebusu Nâzım’ın önderliğinde kurulan Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası; İstanbul grubunu, Anadolu sosyalistlerini ve Halk Zümresi ekibini kendi çatısı altında toplamaya çalışarak Osmanlı sınırları içerisinde sosyalist bir kale inşa etmeye uğraşmıştır. Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası, Mustafa Kemal Paşa’nın Türkiye Komünist Fırkası’nın aksine aktif bir siyaset yürüterek siyasal hayata girmiştir. “Yeni Hayat” gazetesi etrafında fikirlerini neşreden muhalif sosyalistler, tıpkı önceki dönemde olduğu gibi konferanslara önem vermiş ve sosyalizmin temel prensiplerini bu konferanslarda muhataplarına aktarmıştır. Gazetelerinde bahsettiklerine göre ise bu konferanslar, dinleyeciler tarafından oldukça beğenilmiştir. Sosyalist ekibin, kendisinden bağımsız halde hareket ettiğini gören Mustafa Kemal Paşa artık onların bir açık vermesini beklemektedir. Zira siyasal düzlemde sosyalistleri alt etme ihtimali kalmamıştır. Beklenen bahane ise 29 Aralık 1920 tarihinde bulunmuştur: Çerkes Ethem İsyanı.
Yukarıda da bahsedildiği üzere Çerkes Ethem Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası’nın öncüsü olan Yeşilordu Cemiyeti’nin üyesidir. Lakin Ethem sonraki süreçte Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası’na üye olmamış, Mustafa Kemal Paşa’nın Türkiye Komünist Fırkası’na katılmıştır. Mustafa Kemal Paşa ise Çerkes Ethem’in isyanıyla birlikte gerçekliği tahrif ederek Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası ile Ethem’in birbirleriyle iltisaklı olduğunu savunmuş ve Çerkes Ethem’in enkazı altında Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası’nı da yok etmeyi düşünmüştür.[3]
Bu amaç doğrultusunda Sakallı Nureddin Paşa, ordu saflarında Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası’nın propaganda faaliyetlerinden rahatsız olduğunu belirtmiş ve meseleyi Erkân-ı Harbiye Umumiye Riyasetine bildirmiştir. Nureddin Paşa’nın şikâyeti sonrası yaşananları tetkik eden Erkân-ı Harbiye-yi Umumiye Reisi Fevzi Paşa, Vekiller Heyetine konuya dair olan tezkereyi sunmuştur. Mustafa Kemal Paşa ise bu tezkereyi meclise yöneltmiş ve olay yargıya taşınmıştır. İhsan Eryavuz başkanlığındaki İstiklal Mahkemesi de konu hakkında inceleme başlatmış ve Tokat Mebusu Nâzım başta olmak üzere Yeşilordu Cemiyeti’nin önde gelen simalarının yargılanmasına karar vermiştir.
Yeşilordu Cemiyeti üyelerini İstiklal Mahkemesi’nde yargılanmaya götüren süreç ise şüphesiz ki Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının siyasi bir manevrasıyla gerçekleşmiştir. Alakaları olmayan bir mesele sebebiyle İstiklal Mahkemesi’nde vatana ihanetten yargılanan Yeşilordu Cemiyeti üyeleri tüm etkinliğini yitirmiş ve cemiyetin liderlerine hapis ve sürgün cezaları verilmiştir. 1922 sonbaharına kadar siyasetten tecrit edilen bu klik, en verimli zamanında Mustafa Kemal Paşa tarafından adeta biçilmiş ve hiçbir zaman ilk altı ayında yaşadığı parlak dönemini yaşayamamış, nihayetinde kısa sürede yok olmuştur. Sonuçta Anadolu solu Mustafa Kemal Paşa tarafından doğrudan tasfiye edilmiştir. Fakat Mustafa Kemal Paşa’nın tasfiye ettiği sosyalistler sadece Yeşilordu Cemiyeti ile sınırlı değildir. Ural kamplarından Kırım’a, oradan Azerbaycan’a kadar sosyalist mücadele veren bir Türk de Mustafa Kemal Paşa’nın radarındadır: Mustafa Suphi.
(Devamı gelecek yazıda.)
[1] Emel Akal, Moskova-Ankara-Londra Üçgeninde İştirakiyuncular, Komünistler ve Paşa Hazretleri, İstanbul, İletişim, 2014, s. 222.
[2] Ali Fuat Cebesoy, Milli Mücâdele Hatıraları, İstanbul, Temel Yayınları, Ocak 2017, s. 558.
[3] Burak Candemir, Tasfiye: Milli Mücadele Döneminde Sosyalist Hareketlerin Tasfiyesi, İstanbul, Mavi Gök Yayınları, 2022, s. 143.
*Yazılar, yazarlarının sorumluluğundadır, Fikirtepe‘nin kurumsal politikasını yansıtmayabilir.
** Bu yazıya şu şekilde atıf verebilirsiniz:
Burak Candemir, “Yeşilordu Cemiyeti: Mücadele ve Tasfiye” https://www.fikirtepemedya.com/tarih/yesilordu-cemiyeti-mucadele-ve-tasfiye/ (Yayın Tarihi: 1 Eylül 2024).
***Bu yazıyı PDF olarak indirebilirsiniz: