AB ve ABD’nin farkını anlatmak için genelde “ABD Mars’tan, AB Venüs’ten” ifadesi kullanılırdı. Yüksek savunma gücüyle dünyanın jandarmalığına soyunan ABD, Roma mitolojisinde savaş tanrısı olan Mars’la; normatif gücüyle öne çıkan AB ise güzellik ve refah tanrıçası Venüs’le anılırdı. Bu benzetmeyi 1945 sonrası için yapmak mümkündür. Ancak daha geriye gidildiğinde Avrupa kıtasının, Venüs’ün güzelliğiyle anılamayacak derecede kanlı bir geçmişe sahip olduğu bilinmektedir. Almanya ve Fransa arasındaki rekabet iki büyük savaşa ( I. Ve II. Dünya Savaşı) yol açtığı için, AB Avrupa’da bir daha savaş yaşanmamasını sağlamak üzere teknokratik bir proje olarak ortaya çıktı. Askeri sanayinin hammaddesi olan kömür ve çeliğin 1952 yılında ulusüstü bir kuruma devredilmesiyle başlayan bütünleşme süreci diğer sektörlere yayıldı ve kıtada barışın tesis edilmesini sağladı. Gümrük birliği, serbest dolaşım ve ortak para gibi girişimler AB’yi ticari bir deve dönüştürdü. Bu süreçte AB’nin güvenliği NATO aracılığıyla ABD tarafından sağlanırken, özellikle 2016 yılında Trump’ın iktidara gelişiyle NATO’nun varlığı sorgulanmaya başlandı.1 Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılmasıyla birlikte, AB’de nükleer güce sahip tek ülke Fransa kaldı. Bu gelişmeler, Avrupa’nın güvenliğini NATO dışında özerk bir şekilde sağlamanın gerekliliğini gündeme getirdi. Özellikle 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından Avrupa, artık “Venüsyen” kalamayacağı bir noktaya sürüklendi. 1814’ten bu yana tarafsızlığını sürdüren İsveç NATO’ya katılmaya karar verirken, Finlandiya da NATO’ya dâhil oldu.2 Bunun yanı sıra Polonya, GSYH’sinin önemli bir kısmını (%4,2) silahlanmaya ayırırken, Almanya 2024 yılında askeri harcamalarını %28 oranında artırdı.3 Görünen o ki Avrupa, Rusya’yla savaşma ihtimalini ciddi şekilde dikkate almaktadır. Özellikle de ABD’nin destek vermediği bir senaryo Avrupa’yı ciddi bir tehdit altında bırakmaktadır.
2024 yılında NATO’nun savunma harcaması 454 milyar dolarken, Avrupa’nın bu harcamalardaki payı 136 milyar dolar oldu.4 Rusya’nın savunma harcaması ise 149 milyar dolar olup, GSYH’sinin %7,1’ine tekabül etmektedir.5 Görüleceği üzere Avrupa’nın askeri harcamaları ile Rusya’nın askeri harcamaları birbirine oldukça yakın durmaktadır. Aktif asker sayısına bakıldığında, Birleşik Krallık da dâhil edildiğinde Avrupa’nın 1,5 milyon aktif askeri bulunduğu görülmektedir. Rusya’nın aktif personel sayısı 1,3 milyon olsa da yüksek bir seferberlik kapasitesine sahip olduğu bilinmektedir.6 Rusya’nın 2025 verilerine göre 5.750 muharebe tankı bulunduğu tespit edilmiştir;7 ancak bazı kaynaklar, aktif kullanımda olmayanlarla birlikte 14.777 tanka sahip olduğunu belirtmektedir.8 AB’nin tank kapasitesinin Rusya’nınkinden yaklaşık 1.860 fazla olduğu tahmin edilmektedir.9 Ancak Rusya’nın modernize edilmiş ve kullanılabilir durumdaki tank sayısının daha yüksek olduğu bilinmektedir. Ayrıca Rusya’nın piyade topu ve roketatar sayısı da NATO’ya kıyasla fazladır.10 Bununla birlikte Rusya, hava ve deniz kuvvetleri açısından Avrupa karşısında zayıf kalmaktadır.11 Diğer taraftan Rusya’nın Avrupa karşısındaki en büyük gücü nükleer kapasitesidir. Rusya’nın 2025 yılında nükleer başlık sayısı 5.459 iken (1.718’i konuşlandırılmış durumdadır), Fransa’da 290, Birleşik Krallık’ta ise 225 başlık bulunmaktadır.12 Görüleceği üzere Rusya, Avrupa’dan yaklaşık 10 kat daha fazla nükleer başlığa sahiptir. Bu durum, olası bir Avrupa-Rusya savaşında Rusya’yı stratejik olarak avantajlı konumda tutmaktadır. Ancak bu silahların karşılıklı yıkıma sebep olma niteliği kullanılabilme ihtimallerini düşük tutmaktadır. Nükleer silahlar daha çok stratejik caydırıcılık görevi üstlenmektedir. Bu nedenle, Avrupa’nın Rusya ile gireceği bir savaşta karşılaşabileceği temel sorunların başında, seferber edilebilecek nüfusun azlığı gelmektedir. Giderek yaşlanan nüfusun yanı sıra özellikle Batı Avrupalıların savaşma konusundaki isteksizlikleri ciddi bir sorun olarak durmaktadır.

Kaynak: https://brilliantmaps.com/europe-fight-war/
Yukarıdaki haritada Batı Avrupa ülkelerindeki nüfusun %30’dan azının ülkesi için savaşmayı göze aldığı, Rusya’daki nüfusta ise Batı Avrupa’daki oranın neredeyse iki katı kadar isteklilik bulunduğu görülmektedir.
18. yüzyılın sonundan itibaren Avrupa’da devletler, paralı askerlerden kitlesel seferberlik ordularına geçiş yaptı. Bu gelişmeyle paralel bir şekilde güçlenen milliyetçilik akımı özünde pozitif ve negatif olmak üzere iki eğilimi barındırmaktaydı. Pozitif milliyetçilik, ulusal birlik ve ulusun çıkarı için mücadele etme anlayışının yaygınlaşmasına yol açarken, negatif milliyetçilik kendinden olmayana, veya düşmana karşı agresif bir tutumu içermekteydi. Milliyetçiliğin özellikle negatif eğilimi,13 Avrupa’nın iki defa topyekûn savaşa girmesine sebep oldu. Bu nedenle II. Dünya Savaşı sonrası yeni Avrupa düzeninin tesisinde, benzer bir felaketin tekrar yaşanmaması adına, “çok kültürlülük” anlayışıyla negatif milliyetçilik törpülenirken “Avrupa vatandaşlığı” gibi ulusal bilinci dışlayan, daha bireyci bir perspektifle pozitif milliyetçilik dönüştürülmeye çalışıldı. Bu çerçevede, 1970’lerden sonra yükselmeye başlayan neoliberal dönüşüm, bireyciliği ve postmodern kimlikleri baskın hale getirdi. Küreselleşmenin avantajlı kesimleri, Avrupa bütünleşmesi projesinin değerleriyle uyum sağlayarak milliyetçiliğin pozitif niteliğinden uzaklaştı. Yeni düzenin dezavantajlı kesimleri, diğer bir dezavantajlı grup olan göçmenleri ve AB düzeyindeki teknokratları hedef alan, pozitif milliyetçi bir bilincin yerine daha bireyci reaksiyonlarla, “popülist” bir milliyetçilik anlayışı geliştirdi. Avrupa’da ortaya çıkan bu iki temel eğilim, olası bir topyekûn savaşta kitleleri vatan savunması için harekete geçirme potansiyelinden uzakta kalmaktadır.
Rusya cephesine bakıldığında, SSCB’nin dağılmasının ardından Boris Yeltsin’in neoliberal dünyaya adaptasyon çabası, Rusya Federasyonu’nu derin bir ekonomik krizin içine sokmuştu. Ancak Putin’in süreci devletçi girişimlerle toparlaması ve SSCB ile Çarlık Rusya’nın değerleriyle barışmaya yönelmesi, Rus halkı tarafından olumlu karşılandı. Bununla birlikte, SSCB’nin dağılmasının ardından Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin derhal AB’ye ve NATO’ya katılması, Rusya’nın Batı dünyasından dışlanmaya devam etmesine ve giderek daha otoriter ve muhafazakâr bir tutum benimsemesine yol açtı. Daha fazla demokrasi yerine daha güçlü devleti tercih eden Rus halkı, yukarıdaki haritada görüldüğü üzere Batı Avrupalıların neredeyse iki katı kadar kendi ülkesi için savaşmaya istekli görünmektedir. ABD’nin AB’yi Rusya’ya karşı korumadığı bir savaş senaryosunda, AB’nin daha sıkı bir bütünleşmeye ve daha otoriter bir yapıya dönüşme zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Ancak bu noktada, 1952’den bu yana sürdürülen Avrupa bütünleşmesi mantığının değişmesi gerekecektir.
- 1- https://www.aa.com.tr/tr/dunya/abdnin-guvenlik-semsiyesini-kaldirmakla-tehdit-ettigi-avrupadaki-askeri-varligi-mercek-altinda/3489718
- 2- https://apnews.com/article/finland-sweden-russia-nato-eb5bf5e4bbfeaa8c28cea7934a570d98
- 3- https://www.congress.gov/crs_external_products/R/PDF/R45784/R45784.5.pdf
- 4- https://www.sipri.org/media/press-release/2025/unprecedented-rise-global-military-expenditure-european-and-middle-east-spending-surges
- 5- https://www.sipri.org/media/press-release/2025/unprecedented-rise-global-military-expenditure-european-and-middle-east-spending-surges
- 6- https://euobserver.com/eu-and-the-world/ar0fa3f12f
- 7- https://www.globalfirepower.com/armor-tanks-total.php
- 8- https://peace.fes.de/projects/visualising-military-capabilities.html
- 9- https://peace.fes.de/projects/visualising-military-capabilities.html
- 10- https://greekreporter.com/2024/03/21/russia-nato-military-balance-europe
- 11- https://www.wsj.com/world/europe/europe-military-compared-russia-without-us-1ccd751b ; https://marineforum.online/en/naval-offensive-putin-invests-billions-in-the-navy/
- 12- https://www.armscontrol.org/factsheets/nuclear-weapons-who-has-what-glance
- 13- Alesina, A., Reich, B., & Riboni, A. (2017). Nation-building, nationalism, and wars (NBER Working Paper No. 23435). National Bureau of Economic Research. https://doi.org/10.3386/w23435